Black Tooth nasıl doğdu?
Black Tooth aslında gençlik hatta belki de çocukluk hayalimizdi diyebilirim. Tabi ki bu hayallerin kurulduğu zamanlarda herhangi bir grup adı olarak kafanızda bir şeyler oluşmuyor ya da kadro sadece hayalini kurduğunuz tek bir şey var o da bir grubunuzun olması, onunla konserlerde, festivallerde çalıp, sahnelerde olmak, hayranı olduğumuz gruplar ile bir arada olup onlarla sahne almak. İşte tüm bu hayaller doğrultusunda ben, Utku ve Deniz karar aldık ve start verdik. Kadro tamamlandı ve Black Tooth kuruldu.
Grubun adı ise sevdiğimiz bir içki olan viski kola karışımından geliyor.
Black Tooth üyelerini de tanıyabilir miyiz?
UTKU ARSLAN ( Davullar)
Deniz Karadoğan ( Bass )
Orcan Kolankaya ( Lead Gitar )
Dağhan Erdoğan ( Ritim Gitar )
Tuna Vural ( Vokal )
Bu müzik piyasasına ilk girişiniz nasıl oldu? Sizleri bu müzik piyasasına çeken ilk etken ve etkenler nedir?
Aslında Türkiye koşullarında Metal müzik yapan gruplar adına ‘’PİYASA’’ kelimesi fazlasıyla iddaalı bir kelime olur. Çünkü Türkiye’de biz kurulduğumuz günden bu yana gerçek manada bir piyasa oluşturacak profesyonel sektör/piyasa koşulları yok. Hatta 80’li yılların ortalarında bu müziği dinlemeye başladım ve o zamandan bu yana böyle bir oluşumu ya da dinamikleri Türkiye’de göremedim. Çünkü ülkemizde yerli grupların hiçbir önemi yok. Hem dinleyici açısından hem de bu müziği sektör haline getirebilecek şirketler açısından. Ha şimdi hemen bunu okuyan bazı kimseler şunu diyecektir ‘’ Napalım canım yerli gruplar kötü’’ . Tamam eyvallah doğru olabilir amma velakin bu ülkede 80’lerden bu yana mı metal müzikte grup çıkmıyor bunu hak edecek. Neyse aslında derin bir mevzu ve bunu düşünmeyi ya da tartışmayı bırakalı çok oldu.
Kimsenin ne dediği ya da ne düşündüğü de şu saatten sonra pek umrumuzda değil doğrusu. Dileyen dinler, dileyen dinlemez. Dileyen karalar, dileyen aklar. Dolayısı ile zaten göreceli bir kavramken bunu bir de Türkiye kafasına yerleştirdiğimizde içinden çıkılamaz bir hal alıyor. Dolayısı ile sorunun yanıtına gelecek olursak bizi bu piyasaya çeken hiçbir etken yok, olmadı da. Biz kendi hayallerimizi yaşamaya devam ediyoruz ve bununla mutluyuz. Olmayan bir piyasayı da kim ne yapmak isterse yapsın, pay etsin….
Black Tooth öncesi herhangi bir grupta yer aldınız mı?
Hayır, Black Tooth benim ( Tuna Vural ) ilk grubum daha önce sadece stüdyoda arkadaşlarla bir arada yaptığımız/yapmaya çalıştığımız işler var. Gerçek manada ilk ve tek grubum “Black Tooth”
Black Tooth yanı sıra normal bir iş hayatınızda var bu süreç sizi nasıl etkiliyor?
Bunun bize olumsuz bir etkisi yok. Hepimizin en başından beri işleri vardı. Tüm grup elemanları süreci bu şekilde idare etmeyi öğrendiği için bir şekilde devam ediyor. Elbette ki kişilerin işsel yoğunluğunun olduğu dönemlerde sıkıntılar çekiyoruz ancak zaten Türkiye de bence bu işe profesyonel bakabilmenin en önemli noktası da bu. İş, okul gibi TR koşullarında daha zor olan bir sistem içinde her şeye rağmen yola devam edebilmek. Zaten grupları ayakta tutanda bu sürekliliktir. Okul hayatında üniversite ile sınırlı kalan eğlence grupları ile arandaki farkı belli bir noktadan sonra bunu iş, aile, ekonomik sistem gibi TR koşullarında devam ettirebilme başarısı.
“Drink Drive Go To Hell” isimli albüm yapım aşamasında neler yaşandı? Bu yönde bir albüm neden daha sonra gelmedi?
O albümün bitmesi aslında biraz yılan hikayesi olmuştu. Yani süreci çok uzadı. Bunun sebebinde baya etmen var ve yazmakla bitmez. Doğru stüdyo seçimlerinden teknik yanlışlıklara, yoğun iş temposundan o dönem için basçımız Deniz’in bir süreliğine gruba ara vermesine kadar. Aslında talihsizlikler zinciri de diyebiliriz, tecrübesizlikte… adına ne derseniz… Süreç bir şekilde uzadı. Sonucunda ise yayınlayabildik. Ancak fiziki albüm basmadık. Bu konuda Underground kalmayı da sevdik aslında.
Hala hiçbir fiziki materyalimiz yok. Her şarkımızı dijitalden yayınlamayı tercih ediyoruz ve galiba bir firmaya bağlı kalmakta istemiyoruz. Sonuçta yerli yabancı küçük ve orta ölçekli firmalarla diyaloglarımız oldu ancak bize ekstra bir şey katabileceğine nedense inanmadık. Belki de doğru adreste olduğumuz gün bunu kabul ederiz. Diğer taraftan Black Tooth’un elinde fazlasıyla materyal var. Onlarca şarkımız var ve bitik durumda ancak kayıt altına alma konusunda biraz çekimser davranıyoruz. Sonuçta bizi ittiren bir şey yok bu hususta.
Ne zaman istersek bunu yapabiliriz, nasılsa bir firma bağımız yok. Aslına bakarsanız albüm çıkartmanın da çok aman aman bir etki sağlamadığını biliyoruz.
Yani şöyle sorayım size albüm yayınlayan yerli gruplardan kaç tanesi bunun bir şekilde ekmeğini yiyebildi yada yiyebiliyor ? Dolayısı ile üstümüzde bir albüm baskısı olmadan kafamıza göre en başından beri iş yapmayı seviyoruz. Dediğim gibi onlarca hale hazırda bitmiş şarkımız var ancak kayıt altına almak farklı bir iş ve artık bunu istediğimiz zaman kendi ev stüdyomuzda da yapabiliriz.
Black Tooth en son “ Scars” isimli bir şarkı yayınladı. Artık şarkıları bu şekilde mi yayınlanacak ? yoksa yeni albüm geliyor diyebilir miyiz?
Şarkıları muhtemelen bu şekilde yayınlamaya devam ederiz. Ha bakarsın sonrasında 2 veya 3 şarkı daha ekleyip albüm olarak veririz. Zaten dijitalden yayınladığımız sürece albüm yada single olmasını da dinleyici açısından bir sorun teşkil ettiğini düşünmüyoruz. Yani şimdi basılı bir albüm yapsak 10 bin mi satacak yada 100 yada milyon. Olmayacağına göre bir anlamı yok.
Black Tooth” dışında herhangi bir projeniz var mı? Bildiğim kadarı ile “Saints Of Enemy” grubu var? Bunun dışında diğer grup üyelerinin de yer aldığı grup veya çalışmaları oluyor mu?
Aslında evet bu tarz bir proje yapmaya karar vermiştik hatta 10 adet şarkıda hazırdı ancak vazgeçtik ondan da ama bakarsın hadi der yayınlayabiliriz. Grupta hiç kimsenin bir yan projesi yer almıyor.
Ülkemizde gerçekleştirdiğiniz ve en iyi performansı ve en kötü performans olarak değerlendirme yapabilir misiniz?
Valla aslında bunun kararını biz değil seyirci verir. O yüzden bu çok iyiydi demek yanlış ve hadsiz bir yaklaşım olur. Ancak kendi adımıza kötü olduğumuzu hissettiğimiz ve üzerine konuştuğumuz konserler elbette olmuştur.
Ülkemizde birlikte sahne almaktan mutluluk duyduğunuz isimler kimlerdir?
Hani açıkçası öle beraber çaldık diye mutlu olduğumuz ya da çalmadık diye üzüldüğümüz bir grup ya da gruplar yok. Bunu genelde yurtdışı için aramızda konuşuyoruz. Şununla çaldık bak süperdi, ya da şu adamlarla da bir çalsak dediğimiz gruplar oluyor. Ancak yerli de yok.
Avrupa arenasında “Black Tooth” ‘ta bakış açıları nasıl? Neler gözlemlediniz?
Aslında bugüne kadar gerek ABD de gerekse Avrupa da hiç olumsuz bir eleştiri almadık aksine şükür ki hep güzel şeyler duyduk. Genelde ilk gittiğimiz yerlerde haliyle bilmeyen bir kitle oluyor ancak sahne sırasında onları hemen şovun içine katmayı başarıyoruz ve bu da olumlu ve güzel bir tepki doğuruyor. Yeni dinleyiciler kazanıyoruz ve bir sonra aynı ülkeyi ziyaret ettiğimizde daha bizden bir seyirci kitlesi ile karşılaşıyoruz.
Bu zamana kadar Avrupa arenasında verdiğiniz konserlerden en unutulmazı ve en kötüsü sizce hangisiydi ve Neden? Bizlerle kısaca paylaşabilir misiniz?
Açıkçası kötüsü olmadı ve umarız da böyle devam eder. İyisine gelince hepsi birbirinden güzel ve de keyifliydi . ABD de ve Avrupa da çalmak çok ayrı bir keyif diyebilirim. TR de olduğu gibi sürekli sizi eleştiren kuyu kazan yüzünüze gülüp arkanızdan konuşan bir kitle yok. Daha içten ve daha açıklar. Beğenirlerse izlemeye devam ederler, beğenmezlerse izlemez giderler. Yani ya varlar ya da yoklar. Bu güzel bir olay ve sizin de kendinizi puanlayabildiğiniz bir duruma sebebiyet veriyor.
Ancak tabi ki bizim için en unutulmazlarından biri Sofya Arena da PanterA konseri öncesi yaptığımız açılış ve ertesi gün yine Bükreş de PanterA olan konserdi. Bugüne kadar onlarca yabancı büyük grupla aynı festivalde konser de sahne alma adımızı aynı afişe yazdırabilme imkanı bulduk ancak PanterA bizim için özel bir gruptu ve özellikle Avrupa turnesinin açılışı için yani Sofya için bizi seçmiş olmaları ayrı bir gururdu.
Wacken’23 sahnesinde son anda sahne alamadınız? Bu durum hakkında düşünceleriniz nedir?
Neden sahne alamadınız?
Evet m2’ye düşen 40 litre yağmurdan yani sıradışı ağır bir hava koşulundan bahsediyoruz. Sahne de back stage de son hazırlıklarımızı yapıyorduk ancak şiddetli yağmur güvenlik anlamında hem seyirciyi hem de bizi tehlikeye sokar nitelikteydi. Sonucunda bir çok grup erteleme ve iptaller ile yüz yüze gelmek durumunda kaldı.
Biz de bunlardan biriydik. Aslında festival süresince yeniden bir slot ayarladılar hem de akşam güzel bir saatte ancak bu seferde davulcumuzun babasının rahatsızlığı nedeni ile dönmesi gerekiyordu ve önceden programlanmış bir uçuşu vardı.
Dolayısı ile 2024 e ertelediler bizi. Bizim de kabulümüz ile. Belki de böylesi daha iyi oldu. Bakalım hep beraber göreceğiz.
Wacken 2024 için sizleri sahnede görebilecek miyiz? Wacken ve sonrasında büyük festivallerde sahne almak gibi bir girişiminiz oldu mu? Ya da teklifler geldi mi?
Bu süreç hakkında bizlere bilgi verebilir misiniz?
Tabi ki büyük bir problem olmaz ise 2024 de WACKEN’da sahne alacağız.
Bunun için vize çalışmalarını çözmemiz gerekiyor sadece. Organizasyonla anlaşmamızı yaptık davetler geldi. Aslında bu sene başka planlarda var ancak şuan için bunları paylaşmak için erken.
PANTERA üyeleri ile de bir konser vasıtası ile görüştünüz? O durumda neler yaşandı? Bize o anları yazabilir misiniz?
Daha önce ABD’den bildiğimiz ve bağlantılarımızın olduğu bir gup PanterA. Üstelik sadece grup elemanları değil teknik ekibi de biliyor ve tanıyoruz. Ancak aynı sahne de çalmak konusu tabiki bir ilk. Daha önce Vinnie Paul ün grubu Hellyeah ile çalmıştık ancak PanterA adıile aynı sahnede buluşmak ever bir hayalin gerçekleşmesi idi ve herçekten çok tarifsiz bir duygu idi. Black Tooth’u önceden bildikleri için çok garipseyecekleri bir durum yoktu. Anselmo’nun kız arkadaşı bizi görünce zaten direk hemen hadi gelin dedi ve PanterA’nın kulisine götürdü.
Rex daha önceden bildiği bizim stadyumda ki “WALK” coverımızı Anselmo’ya da göstermemi istedi falan. İnanılmaz samimi ve içten bir ortamdı.
Solo projeleriniz olacak mı? Böyle bir düşünceniz var mı ilerisi için?
Hayır asla olmayacak.
Ülkemizde yapmış olduğunuz müzik tarzının en büyük temsilcisi olarak yeni başlayan müzisyenlere neler tavsiye edersiniz?
Valla bu çok detaylı bir konu, sadece yaptıkları işi küçümsemesinler yılmadan devam etsinler demekle yetineceğim. Çünkü tavsiye verecek kadar büyüdüğümüzü düşünmüyorum. Çünkü her zaman öğrenilecek ve tecrübe edilecek birşeyler vardır ve bizimde çokça var. Dolayısı ile sadece yüzyüze içip sohbet ederken kendi şahsi tecrübelerimizi paylaşmayı tercih ediyoruz.
– Ülkemizde takip ettiğiniz gruplar var mı? Amatör vs… İleri de adam olacak çocuk bunlar dediğiniz?
Elbette ki var ancak isimlerini şunlar bunlar diyerek yazmak şuan yazmayı unuttuklarıma karşı haksızlık olacaktır. O yüzden söylememeyi tercih ederim ama TABİKİ VAR.
– Ülkemizde metal müzik dünyası olarak yeterli haz duygusuna eriştiğini düşünüyor musunuz? Neler eksik ve neler yapılmalıdır?
HAYIR. Neler mi eksik ? Ne var ki eksik olanı söyleyelim. Neler yapılmalı dersen de hiçbirşey yapılamaz. Bu gemi böyle sürüklenmeye devam eder hatta yavaş yavaş su alıyor belki yakında batar da. Sonuçta bu gemiyi rotaya sokabilecek yada yüzdürecek kaptan yada tayfalar biz olmadığımıza göre neler yapılabileceği de bizim işimiz değil. Biz kendimize bir kayık bulduk ve o gemiden zaten yıllar önce indik kendi küreğimizi çekiyoruz. Her grup kendi filikasında dalgalarla boğuşmaya devam ediyor ve edecek.
Coronavirüs ile hayatımız altüst oldu. Bu süreçte “Black Tooth” olarak ekonomik açıdan kötü bir durum yaşandı mı? Bize bu süreç hakkında bilgiler verebilir misiniz?
Yani aslında işimiz müzik olmadığı için biz bu manada etkilenmedik. Ancak sahne özlemi tabi ki de fazlasıyla çektik.
BLACK TOOTH adına grubun vokalisti ve kurucu üyelerinden Tuna Vural sorularımızı yanıtlamıştır. Kendisine MetalkafaBlog olarak teşekkür ederiz.
Metal Kafa Blog
Erdal ERÇETİN